akcakesemedyatv@gmail.com
Eylem Ertuğrul'un Sözleri Üzerine
20 Eylül 2022 04:44:41
Sakıncalı Piyade
19 Eylül akşamı, memleketin en genç ve en yakışıklı burjuvalarından(!) birini misafir ettik canlı yayında.
***
Ne hikmetse birileri öyle görüyorlar adamı; kazandığı paranın fazlalığı mı canlarını sıkıyor, bilemiyorum artık.
***
Dr. Eylem Ertuğrul’u yıllardır tanırım.
Birileri gibi CHP’nin ilçe başkanı olunca kazımadım ismini dimağıma.
***
Gerçekten sağlam bir burjuvadır(!) Eylem Ertuğrul.
O kimliği ile de pek fazla ince(!) düşünmez.
20.00’de başlayacak dediğin program için, başlama tuşuna basmaya kırk dakika kala ancak gelir stüdyoya mesela.
Hiçbir hazırlık da yapmaz; “Bu adam bana ne soracak ki?”, falan da demez.
***
Şöyle bir baktım yüzüne; yorgunluk bütün hücrelerine işlemiş gibiydi.
19 Eylül etkinlikleri, diye bir başlamış koşuşturmaya…
Gaziler Günü’ydü… Yoğun geçti.
***
Burjuvalık(!) böyle bir şey.
***
Tost yaptırmışlar güzelce Ali Ağabey (Kocamanoğlu) ile… Bir de kola açtık mı yanına…
Benim elimden de kahve güzel olur… Bir de kallavi döşedik mi üstüne…
***
Baktım elinde bir kravat… Yakasına iliştirmeye çalışıyor. Burjuva dediğin adam kravatsız mı çıkarmış canlı yayına?
Mecbur kalıp biz de uyduk hazır olan imama…
Ter içinde kaldık; ama değdi.
***
“Ne soracaksın?”, demek yok.
“Nelerden bahsederiz?”, demek de yok…
“Haydi!”, dedik, başladık konuşmaya bizim burjuvayla.
***
İlk konu…
Büyük TOKİ Projesi…
Ne de güzel söyledi aslında.
“Bu tür projelerin müjde olarak lanse edilmesi ne kadar doğru? Bunlar zaten sosyal devletin yapması gereken çalışmalar.”
“Bu çok büyük proje ama bu projenin ihalelerine girecek müteahhit firmaların güvence altına alınması lazım. Yoksa ülkenin her yerinde tamamlanmamış inşaat yığınları bizi bekliyor olacak.”
“Yirmi yılda sadece 1 milyon 700 bin konut yapabilmiş TOKİ’den ilk iki buçuk yıl içinde 250 bin konut yapmasını bekleyeceğiz.”
“Zaten bu iktidar sürekli betona yatırım yapıyor. Parayı yine beton ekonomisine yatıracağız.”
***
Belki de bu konuyla ilgili en çarpıcı ifadesi şu: “Bu proje sadece seçim yatırımı ve seçim ekonomisi için para toplama gayretidir.”
***
Şimdi konu TOKİ Projesi’nden açılınca, elbette Ereğli’nin 100 konutluk müjdesini(!) ele almadan olur mu?
Olmaz!
***
Burjuva bir konuştu, pir konuştu:
“Ereğli bu projede yoksa, bunda iyi niyet aramak mümkün değildir.”
“Zonguldak’ın diğer ilçeleri projede varken Ereğli yok sayılmışsa ve göz ardı edilmişse bunun sebebi iktidarın yöre milletvekillerinin hakkaniyetli davranmamalarıdır.”
“Hani Cumhurbaşkanı bu ilçenin milletvekiliydi? Ya Cumhurbaşkanı bu sözünde samimi değil ya da buradaki AKP’liler Cumhurbaşkanı’na iş yaptıramıyorlar.”
“Biz artık bir gerçeği anladık; son yerel seçimi Ereğli’de kaybeden AKP ilçeyi cezalandırmak istiyor.”
***
Yine sorduk:
“AK Parti İlçe Başkanı’nın gayretleriyle Ereğli’ye de 100 konut verildi ya…?”
Cevap çok açık geldi:
“İktidar partisinin ilçe başkanı ben olsaydım bu öneriyi asla kabul etmezdim.”
“AKP Ereğli’ye sırtını dönmüş ve ilçeden intikam almaya çalışırken ben 100 konut önerisini müjde olarak lanse etmezdim.”
“Ereğli halkı bu durumu AKP’ Karadeniz Ereğli İlçe Teşkilatı'nın başarısızlığı olarak kabul ediyor. Ben de öyle… Çünkü 100 konut, Ereğli insanın aklıyla dalga geçmektir.”
***
Bunlar, birilerinin burjuva olarak nitelendirmekten utanmadığı CHP İlçe Başkanı’nın dilinden dökülenler.
Şimdi babayiğit bir tane burjuva daha arıyorum, bu sözleri sahibi oldukları gazetede ya da internet sitesinde haber yapacak…
Mesela; bu adama burjuva nitelemesini yapmayı marifet sayan malum şahıs…
Yapabilir mi sizce bu sözlerden bir haber?
***
Neyse…
Biz yazımıza dönelim.
***
Yine sorduk.
“Senin partinin belediye başkanı, 16 köye su verileceği için temsili bir açılış töreni yaptı. Sen yoktun. Sana altın yaldızlı davetiye de göndermiş adam…”
“Sadece belediye başkan yardımcısı arkadaş bana ulaştı. Davetiye falan yok. Ama bir gelişme(!) var; önceden sayın belediye başkan yardımcımız Whatsapp mesajı ile bizi davet diyordu, bu sefer telefon açarak davet ettiler.”
Sonuç?
Ah Belediye Başkan’ım ah!
***
Belediye Başkanı’ndan korkmadan bu sözü yazabilecek hatta sosyal medya hesabında ifade edebilecek bir babayiğit var mı oralarda?
Aloo!
***
Bir başka konu…
TSO Seçimleri…
***
“Adayları nasıl görüyorsunuz?”
“İki aday da değerli insanlar. Hangisi hayır getirecekse oda başkanı o olsun.”
Ne kadar açık, değil mi? Ayrıntılı izahata gerek duyuyor musunuz?
***
Devam ediyor Ertuğrul:
“TSO Belediye’den sonra bu kente en çok bir şeyler katması gereken kuruluş. Ekonominin lokomotifi. Ereğli’ye yatırımların gelmesi konusunda mutlaka Belediye ile koordineli çalışması gereken bir kuruluş.”
“TSO Ereğli’nin önünü açması gereken bir kuruluştur aynı zamanda.”
“Siyasetçiler olarak TSO Seçimleri ile ilgili yorumlarda bulunmamız çok doğru değil. Ben sanayi ile uğraşmıyorum. Bazı kurum ve kuruluşların; ‘Biz şunu istiyoruz, bunu istemiyoruz.’, diyerek ellerindeki cari ve üretimsel gücü kullanarak TSO’yu dizayn etmeye çalışmalarını ben doğru bulmuyorum. Bu kurum ve kuruluşların insanların karar ve iradelerini yönlendirmeye çalışmaları da doğru değil.”
“Ereğli sanayiinin arkasında kim güçlü durabilecek ve ilçeye yatırım getirebilecekse TSO Başkanı o olsun!”
***
Geldik yerel siyasete…
Şimdi soruyorum: Şu cümleyi kimden duyduk bu güne kadar?
“Yereldeki iktidar temsilcileri Ormanlı beldesi üzerinden siyaset yapıyorlar bir süredir; ama Ormanlı’da fındık alımı yapılabilecek bir TMO deposu bile yok. İnsanlar ürünlerini satabilmek için büyük uğraşlarla ta nereye gitmek zorunda kalıyorlar. Bazen de onca zahmetle getirdikleri ürünü satamadan geri dönüyorlar.”
Bu adama burjuva diyen takım taklavatın hiç aklına geldi mi bu gerçeği bir gün olsun ifade etmek?
Hiç sanmam.
***
Devam edelim.
***
Sıradaki konu: Şark kurnazı Belediye Başkanı!
Saffet Bey (Bozkurt) böyle bir benzetme yaptı ya hani…
“16 köy sağlıklı içme suyuna kavuşturuldu; Belediye Başkanı’na ‘şark kurnazı’ dendi. O zaman soruyorum. Devlet eliyle yapılan DSİ Artıma Tesisi şu an kimin sorumluluğunda? Belediye Başkanı (Posbıyık) diyor ki; ‘Tesis bize devredildi ve ben her ay 2 milyon lira para ödüyorum bu tesis için.’… O zaman bu kavga niye? Belediye Başkanı su verdim, diye övünüyorsa siz de çıkın ortaya şu köylerin kanalizasyon sorunlarını hallettik, deyin. Siz de onunla övünün yahu! Bu kadar basit! Ereğli’de neredeyse her köyde kanalizasyon sıkıntısı var. Hangi köyde elektrik direkleri değişmiş mesela? Birçok köyde hala çarpık çurpuk ağaç direkler var. Sizin de AKP iktidarı olarak bunları yapmanız lazım kardeşim!”
***
Şu eğitim-öğretimden uzaklaştırılan(!) okul binaları konusu sorulmaz mı?
Hazır adam ne de güzel konuşmaya başlamış…
Sorduk elbet.
“Okulların açılmasına beş gün kalmış; İl Milli Eğitim Müdürlüğü tam sekiz okulda eğitim-öğretim verilemez, kararı alıyor. Böyle bir şey olamaz! Bunun adı tam bir beceriksizlik! Bu kadar kötü bir zamanlama, bu kadar kötü bir planlama olur mu kardeşim? Yahu çocukları darmadağın ettiniz! Bu çocuklar ne zaman evlerine gelecek, ne zaman derslerini çalışabilecek? O çocuklardan verim alınamaz!”
“Bu iktidar göreve geldiği günden beri ‘Milli Eğitim’i nasıl bozarız?’, diye mücadele ediyor. Bugün yaptıklarını yarın yıkıyorlar. En sonunda da binaları yıkmaya kadar geldiler. Müfredatı değiştiriyorlar; sonra da ders kitaplarını bedava veriyoruz, diyorlar. Bütün öğretmenlere sorun; dağıtılan ders kitapları belirlenen müfredat için yeterli değil. Velilerden dışarıdan kaynak almaları isteniyor. Bir yandan da bakanlık açıklama yapıyor; hiçbir veliden kayıt parası alınmayacak, diye. Allah Allah! Biz mi başka ülkede yaşıyoruz?”
“Ereğli’de velilerden para istenmeyen tek bir okul var mı yahu?”
***
“Bugün devletten okullara gelen ödenekle okul yöneticileri el sabunu alamaz! Okullarda temizlik görevlisi olmadığını bilmiyor muyuz? Çalışan görevliler de okul aile birliklerinin gayretleriyle görevlendirilen insanlar… Kardeşim, ben ne anladım bu işten?”
“İktidar bu ülkede öğretmenleri böldü; öğretmenleri kendi içlerinde saçma sapan sınavlara sokmaya başladı. Öğretmenler arasında sendikal ayrımlar bile yapılmaya başlandı. Hem de bunu sonuna kadar yapıyorlar. Öğretmenlerimizi promosyon konusunda bile mağdur eden bir iktidar var karşımızda. Yazık değil mi bu insanlara yahu?”
“Bu ülkede her okulda her çocuk zaten parayla okuyor. O zaman o okulun tabelasına Milli Eğitim Bakanlığı yazma! Yazıyorsan da yanına ‘özel okul’ diye ilave et! Paralı eğitim anlayışının bu ülkede mutlaka değişmesi gerekiyor.”
“Bu ülkede okullara okul aile birliklerinin bakması kadar utanç verici bir şey olamaz!”
***
Son zamanlarda bazı meslektaşlarım, Ereğli’de 6’lı Masa kavramının hayata geçemediğinden dem vuruyor.
Haklılar da.
Ama 6’lı Masa yokken Ereğli’de 4’lü Masa vardı. Dönemin AK Parti İlçe Başkanı Fatih Çakır ev sahipliği yapardı o masaya. Artık yok.
Neden yok, dedik.
“Eskiden Fatih Çakır’ın ilçe başkanı olduğu günlerde hiç değilse mecliste grubu bulunan partilerin ilçe başkanları olarak bir araya gelebiliyorduk. Sanıyorum ki artık bir araya gelemeyeceğiz. Görüntü öyle. Bu birlikteliğe Saffet Bozkurt’un (AK Parti İlçe Başkanı) çok sıcak baktığını düşünmüyorum.”
***
Ve Erdemir…
Genel Müdürü değişen Erdemir…
Bu başlık altında sorulacak sorulara verilecek yanıtlar da önemliydi elbette. Hele ki son zamanlarda birçok Erdemirlinin yayınlarımızı izledikleri gerçeğinden hareketle sorduk pat pat…
“Erdemir’in başına Ereğlili birinin genel müdür olarak atanması sevindirici bir gelişme. Aşkın Bey (Peker) Ereğli için bir şanstır. Ereğli’yi bilen ve sosyal hayatın içinde olan biri. Ereğli’nin daha fazla diyaloğa ihtiyacı var. Aşkın Bey’in öncelikli olarak Erdemir’in hava filtrelerinden kaynaklanan sıkıntılarına çözüm bulacağına inanıyorum. Buna çok daha fazla hassasiyet göstereceğini umuyorum. Bu konuda kendisinden somut adımlar bekliyorum. Emisyon konusunda büyük sıkıntılar var.”
“Erdemir Ereğli’ye çok şey katıyor; ama Ereğli’den de çok şey götürüyor. Bunu da kabul etmemiz lazım. Çevresel konularda büyük sıkıntılarımız var.”
“Erdemir birçok yan sanayi tesisinin üretip çalışmasına da vesile oldu ama birçok tesisin de kapanmasına sebep oldu. OYAK kendi kârını düşünüyor elbette; ama Ereğli esnafına daha sıcak bakabilmeli. Erdemir’den de biraz daha Ereğli sanayicisinin, tüccarının ve esnafının önlerini açacak hamleler bekliyorum. Ereğlili işverenlerinin de önlerini açsınlar ve istihdam sağlarken de Ereğli insanına ağırlık versinler. Erdemir ile bu konuda beraber hareket edecek ilk kişi de TSO Başkanı’dır. ”
***
Hazır bulduk ya CHP’li Başkanı'nı…
Şu kavgaları da soralım, dedik.
Genelleme yapalım.
“Ereğli bu gelgit dönemlerinde ve kısır kavgalarda hep kaybeden taraf oluyor. Hem siyasî partilerin içlerindeki kavgalardan hem de kurumlar arasındaki kavgalardan zarar görüyoruz. Bunun önüne geçmek bizim elimizde. AKP’nin Ereğli’ye nasıl baktığı ortada zaten. Hiç değilse Ereğli’deki yatırımcıya, işverene, esnafa ve tüccara gereken desteği yanı başımızdaki kurum ve kuruluşlar yapsın.”
***
Ayların eskitemediği konu…
Biliyorum; siz de kusacak hale geliyorsunuz duyduğunuz zaman; ama bizim bir eğitim kampüsü beklentimiz vardı be!
Vardı işte! Yalan mı söylüyorum?
“AKP Erdemir’e diyor ki; ‘Camiye yardım yapacaksın.’. Belediye diyor ki; ‘Kent meydanına yardım yapacaksın.’… Kaymakam da; ‘Eğitim Kampüsü’ne yardım yapacaksın.’… Erdemir de kampüs projesini değerlendirmek istediğini söyledi. Hala o aşamada duruyoruz. Bağışseverlerin verecekleri paralar da pul oldu; iki daire alamazsınız o parayla. Maalesef kampüs projesi yalan oldu. Bu konu da AKP’nin büyük bir kazığı olarak duruyor. Her şey hazır olmasına rağmen şu kampüsün temelini bile atamadılar. Bu kadar basit!”
***
Kampüs deyince, aklımıza yurt sıkıntısı da takıldı.
Sormadan edemedim.
“Yıllardır beton ekonomisi ile ülkeyi yöneten iktidar yeterli sayıda yurt bile yapamıyor. Bugün birçok yurtta dört kişilik odalarda sekiz kişi kalmak zorunda bırakılıyor çocuklar. Bunlara sorarsanız yurt var. Çocuklar balık istifi gibiler. İnşaatı bu kadar destekleyen bir hükumet neden yurt yapmaz; anlamıyorum.”
“Buradaki anlayış şu: Devlet yurt yapmayacak ki insanlar cemaat yurtlarına mahkum kalsın. Bunun başka bir açıklaması yok. Plan da bu program da bu! Kimse masal anlatmasın! Ama bu günler de bitecek!”
***
Tam bir saat yirmi iki dakika…
Nefes almadan konuştuk neredeyse…
Lakin bir konu vardı ki en sona bırakılan…
Kısaca fındık…
“Her sene fındık taban fiyatı ile ilgili aynı senaryoyu izliyoruz. Bizim fındık üreticimiz hak ettiğini alamıyor. Türkiye’deki kartel firma, üreticinin hakkını almasını engelliyor. AKP de buna çanak tutuyor. TMO bile fındık alımı yaparken insanları bezdiriyor ve onları tüccarın eline itiyor.”
“Bu bölgenin en çok fındık üretilen bölgesi neresi? Ormanlı. Nereden bakarsan bak, Ormanlı’da üç bin kişinin geçim kaynağı fındık. Buna rağmen sen TMO’nun fındık alım noktasını Ormanlı’ya değil Delihakkı’ya kuruyorsun. Ormanlı’da atıl durumda bulunan Fiskobirlik’in deposunu neden açmıyorsunuz yahu? Bu insanlara yazık değil mi? Sizin amacınız ne? Ereğli’de fındık için bir depo açacaksanız önce Ormanlı’da açacaksınız.”
“Üzerinde durduğumuz Fındık Kanunu Teklifi yasalaşırsa kimse fındık bahçelerinin yanına tesis, fabrika kuramayacak. Aynı zamanda bu kanun sayesinde üretici tekel karşısında korunmuş olacak. Bu kanun teklifine her partinin destek vermesi elzemdir. Fındık üreticisinin güvence altına alınması, hem üreticinin hem de ürünün sigortalanması ve üreticinin aynı zamanda sendikalaşması lazım. Kapitalist sistemde bu üreticinin korunması lazım!”
***
Şimdi…
Bu sözleri söyleyen adam, bizim burjuva(!).
Basınla diyaloğu kopuk denen, sadece genel siyaset yapmakla eleştirilen, Ereğli’de yaşanan olumsuzluklara kayıtsız kaldığı iddia edilen Eylem Ertuğrul.
Programlara çıkmayan(!), özel demeçler vermeyen(!), partili belediye başkanına hiç sahip çıkıp destek vermeyen Eylem Ertuğrul.
Altında pahalı arabası, limanda teknesi olan Eylem Ertuğrul. Bazı köylerde üyesi bile olmadığı iddia edilen bir partinin ilçe başkanı Eylem Ertuğrul…
***
Sözlerimi şu anekdotla bitireyim:
***
19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla CHP'liler de Şehit Aileleri ve Harp Malülleri Derneği Şubesi'ni ziyaret ettiler.
Ziyarette Dernek Başkanı'nın sözlerinden:
"Bir doktor olarak, gazilerimizin tedavileri ve bazı ihtiyaçlarında bizlere verdiğiniz desteği ve yardımlarınızı asla unutmayacağız. Allah sizden razı olsun."
***
Bu metni şunun için yazdım.
Bu memlekette köy siyaseti yaparak sahte düzen yaratma peşinde koşan günün adamı kalem sahipleri, Eylem Ertuğrul’a ulaşamazlarsa(!) yine, onlar için hazır bir metin bırakayım.
Bir insanı tanımadan, karakterini bilmeden, oturduğunuz yerden çalakalem yazmayın!
Bu yazı bir gün lazım olur.
Korkunuzdan yazamadıklarınızı unutursanız el kitapçığı gibi kalsın bir köşenizde.
İleride kullanmak istersiniz; neme lazım!
Korkmayın; telif falan da istemez. Yeter ki doğrudan şaşmayın, kimseden de korkmayın!
Gerçi cahile laf anlatmak zor olur ya… o da benim derdim olsun!