akcakesemedyatv@gmail.com
Sizi On Sene Öncesine Götüreyim
20 Aralik 2022 14:09:38
Sakıncalı Piyade
Sizi biraz geçmişe götüreceğim.
Yaklaşık on sene öncesine…
***
18 Temmuz 2012.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 34.Olağan Kurultayı yapılmış, kurultaya katılan Karadeniz Ereğli İlçe Örgütü ve heyetine dönüşte Plaj Restoran’da Belediye Başkanı Posbıyık tarafından yemek veriliyor.
CHP Ereğli İlçe Başkanı Hayrettin Kartal, bazı il ve ilçe örgütü yöneticileri, belediye meclis üyeleri, CHP Parti Meclisi’ne aday olan ama seçilemeyen Neriman Posbıyık ile bazı partilileri Belediye Başkanı Halil Posbıyık ağırlıyor.
Gecede ilk konuşmayı Hayrettin Kartal yapıyor. 2014 ve 2015 seçimlerinde partiyi daha ileriye taşıyacak yeni yöneticilerin belirlendiği kurultayla ilgili düşüncelerini paylaşıyor. Karadeniz Ereğli'deki CHP'liler olarak iki gündür Ankara'da, siyasetin bir ekip işi olduğunun en güzel örneklerinden birini verdiklerini, kendilerine destek veren arkadaşlarıyla birlikte bazı işlerin bir ekip çalışmasıyla başarılabileceğini gösterdiklerini vurguluyor Kartal. Yerel seçimlerin startını verdiklerini ifade ederek AKP'ye karşı geçmişte mücadele eden bazı siyasi partilerin yine AKP tarafından kuşatılmaya çalışılması ile korkunç bir sürece doğru sürüklendiğimizi anlatıyor. Kartal ayrıca böyle bir perspektifle AKP'ye karşı mücadele ederlerse laik, demokratik ve tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni koruyup geliştirmekte başarılı olabileceklerine işaret ediyor.
“Biz, birkaç gündür yaptığımız ekip çalışmasıyla bu düşünceyi ortaya koyduk. İlerleyen günlerde de CHP'yi Karadeniz Ereğli'de çok daha iyi noktalara götüreceğimizi düşünüyorum. Gerçekleştirdiğimiz çalışmada emek veren bütün arkadaşlarıma, başta Sayın Belediye Başkanımıza, Sayın PM Üyesi Adayımız Neriman Posbıyık'a, belediye meclis üyelerimize ve partililerimize teşekkür ediyorum.”, diyor
Aklıma gelmişken hatırlatayım; Kartal’ın bahsettiği o yerel seçimlerde de CHP kaybetmişti.
Kaybetmiştik.
Başka bir deyişle Posbıyıklar sırasıyla 2011, 2012 ve 2014’te kaybedenler tarafında yer almışlardı.
Nedenlerini yazmamı beklemeyin; herkesin malumu.
Neyse…
Devam edelim.
***
Yemeğe katılanlara bir konuşma yapan 2011 Genel Seçimleri Zonguldak 3. Sıra Milletvekili Adayı Neriman Posbıyık da kendisinin emeğin başkenti Zonguldak'tan Parti Meclisi'ne (PM) aday olduğunu ve partililerin destekleriyle yaklaşık on gündür hazırlık yaptığını hatırlatıyor. “Seçimi kazanırız, kaybederiz; bu hiç önemli değil. Biz bu yolda elimizden geleni yaptık. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum, sizleri yürekten kutluyorum.”, diyen Bayan Posbıyık, şu görüşleri de paylaşıyor: “Listenin birinde benim de ismim vardı. Onların hiçbirini önemsemiyorum. İnanıyorum ki Türkiye'nin birçok bölgesinden biz oy aldık. Bu oylar belki yeterli olmadı. Ancak inanıyorum ki, bu çalışmamızın karşılığını Allah bize nasip edecek.”
***
Bir de Belediye Başkanı Posbıyık’ın söylediklerini hatırlayalım.
Bakalım neler demiş:
“Sayın Özkan Özyağcı bir gün bana; 'Biz neden duruyoruz. Bizden de biri aday olmalı. Neriman Hanım aday olabilir.', dediğinde hepimiz, Karadeniz Ereğli İlçe Örgütü'nün de hareketliliğini göstermesi lazım geldiğini düşündük. Örgütümüz, bundan önce hep pasif davranışlar içinde bulunmuştu. Bizden de bir PM Üyesi çıksın, dedik. Neriman Posbıyık, son genel seçimde mağdur olmuştu. Onun adaylığı etrafında biz de PM Üyeliği seçimlerine girdik. Partimizin İlçe Başkanı ile bu konuyu görüştüm. O da bu yola baş koydu; ama kurultaya çok az bir zaman kala çalışmalara başlayabildik. Burada önemli olan 1977'den bu yana milletvekili çıkaramayan Karadeniz Ereğli'de CHP içindeki birlik ve bütünlüğün sağlanmasıdır?”
Hep iteklenen ve kakalanan Karadeniz Ereğli'nin karşısında, ilçenin dörtte biri kadar olan ilçelerin bir araya gelerek Ereğli'yi söz sahibi yapmadıklarını iddia eden Posbıyık, bu sebeple de kentlerinin sesini yükseltemediğini, hep pasif kaldığını iddia etti. En büyük ilçe ve hatta vilayetten de fazla nüfusu olmasına rağmen Karadeniz Ereğli'nin CHP ile siyasete damgasını vuramadığını vurgulayan Posbıyık; “Biz, artık daha aktif bir harekete girmeliyiz, diye düşündük. Bu sebeple de, kazanamasak bile PM'ye bir üye sokabilmek için çalışmak gerektiğine inandık. Artık İlçe Örgütümüz, PM Üyeliği için kendi içinden bir aday çıkarabiliyor. Bu imajı vermek dahi önemliydi. Bu mücadelemiz, Karadeniz Ereğli siyasi tarihine geçecektir. Çıktığımız bu yolda arkadaşlarımızla birlikte büyük bir mücadeleye başladık. Bazı arkadaşlarımız da kendileri destek vermek istediler. Ankara'da inanılmaz bir ortam yaratıldı. İnsanlar yürekten çalıştılar. Türkiye'nin hiçbir ilinin ya da ilçesinin, bizim kadar çalışan bir örgütü yoktu. Bu, sadece benim söylemim değil. Kiminle konuştuysam Ereğli Örgütü ile ilgili güzel sözler söylediler. Böyle bir ekiple birlikte verdiğimiz mücadele inanılmaz bir olaydı. Çok büyük iltifatlar aldım. Bizim ekip anlayışımıza ve arkadaşlık ruhumuza hayran kaldılar. Hiç uyumadan ve doğru dürüst yemek bile yemeden iki gün boyunca çalıştık. Kırk yıldır politikanın içerisindeyim. Birçok ekiple çalıştım. Daha önceleri de çok değerli arkadaşlarla çalıştık, iyi işler yaptık. Ama bu ekip başkaydı. Başta ilçe başkanımız olmak üzere yönetim kurulu üyeleri, belediye meclis üyeleri ve partililerimize teşekkür ediyorum. Muhteşem bir ekip ruhu doğdu. Bizim seçimi almamız falan şart değildi. Benim inancıma göre önemli olan bu mücadeleyi yapmaktı”.
***
Bu konuşmaya da bir atıfta bulunayım azıcık.
Gönül kırmadan…
Ne diyor özetle Başkan?
“Bu ekip başkaydı! Kırk yıldır politikanın içindeyim, böyle bir ekiple çalışmadım…”
Ne güzel!
Bunu diyen Başkan, iki sene sonraki yerel seçimlerde, o günkü belediye meclis üyelerinden kaçına listesinde yer verdi?
Ya da…
Öve öve bitiremediği Hayrettin Kartal’ı neden işine gelmediği zaman ve konularda yem etmeye gayret etti?
Unutalım mı bunları, görmezden mi gelelim?
***
Bir başka hatırlatma...
2012 Kurultayı'nda Neriman Posbıyık, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun anahtar listesine giremeyip dışarıda(!) kaldığı için Kılıçdaroğlu'na muhalif listeden aday gösterilmişti.
Unutmadık!
Hani bugün "Kılıçdaroğlu Gönüllüleri" plartformuna gönül(!) veriyorlar ya kendileri...
Aklınızda kalsın!
***
On sene önce söylenenler…
Açıklama diye yapılanlar bunlar işte.
Soruyorum; sayın Belediye Başkanı’nın bu sözleri sizlere bir yerlerden anımsatma yapıyor mu?
Ya da bu sözleri nereden hatırlıyorsunuz?
Ben diyeyim…
***
Yıllardır hangi sandık mücadelesi karşımıza gelirse alışageldiğimiz sözler bunlar.
2011 Seçimleri…
“Örgütlerimiz o kadar pasif ki; Neriman Hanım gibi bir milletvekili lazım. Belediye Meclis Üyelerimiz aralarında toplandılar, Neriman Hanım’ı aday gösterelim, dediler…”
2012 Kurultayı…
“CHP’dekiler yeteri kadar aktif değiller. Ereğli’yi Ankara’da temsil edecek bir parti meclisi üyesi lazım. Belediye Meclis Üyelerimiz dediler ki…”
2019 İlçe Genel Kurulu…
“Bu örgüte başarılı hiç kimse gelmedi. Örgütü toparlayacak birine ihtiyaç var. Belediye Meclis Üyelerimiz dün gece bire kadar toplantı yaptılar; Neriman Hanım’dan daha iyi bir ilçe başkanı adayı mı bulacağız, dediler. Ben de bu kararı Neriman Hanım’a bıraktım. O da kızıyla konuşarak…”
2022 Genel Seçimleri…
“Milletvekillerimiz Ereğli’den kopuk… Ereğli’yi temsil edecek bir milletvekiline ihtiyacımız var. Belediye Meclis Üyesi arkadaşlarımız dediler ki…”
Falan filan…
***
Alıştık yani; onu anlatmaya çalışıyorum.
Bu memlekette başka kimse olmadığı(!) için bizi temsil edecek, hangi seçim mücadelesi olursa olsun tek alternatif kişi(!) var.
Özellikle de çok saygıdeğer belediye meclis üyelerine göre(!)...
Öyle mi?
Öyleymiş işte!
Nedense de yıllardır bu tip belediye meclis üyeleri yüzünden Ereğli kaybeden tarafta!
Nedense ve ne hikmetse!
***
Aslında bunların hiçbirinin benim için bir hükmü yok, biliyor musunuz?
Bakın ben neye yanıyorum:
***
2012’de Neriman Hanım’ın PM’ye aday gösterilmesi gerektiğini söyleyen kimmiş?
Özkan Özyağcı.
Ben demiyorum; Başkan Bey diyor.
Hangi Özyağcı bu? Sadece Halil Bey’in değil topyekun Posbıyık ailesinin yol arkadaşı.
En yakınlarında duranlardan.
Yeri geldiğinde varlığını bu aile ile bölüşen, onlar için harcayanlardan…
Hani cumartesi günü toprağa verdiğimiz Özkan Özyağcı…
***
Özyağcı bu isimler için çok değerli olmalı aslında; değil mi?
Toprağa verilmeden önce Belediye önünde tören yaparsın; Metin Hoca’ya birkaç ayet okutturur duasını yaptırırsın… olur biter.
Sonra…?
Cenazesi için camiye gitmek gerekir mi mesela?
Yoo! Gerekmez. Giden gider nasılsa!
Bir de camide beklemenin manası olmaz.
Özyağcı da olsa gömülecek olan, gerek yok buna.
Belediye önünde dua ettik işte!
Peki; bu insanları her seçimde sürükleyip birini de Parti Meclisi’ne aday yapmayı öneren Özkan Özyağcı’nın cenaze namazı sırasında bu insanlar neredeydi?
Maçta!
Şaka yapmıyorum yahu; maça gittiler maça!
Çok sevdikleri Belediyespor Gölbaşı ile mi oynamış, neymiş.
Maça gittiler!
Yas tutması gerekenler, hiç değilse vicdanen ağıt yakması gerekenler maça gittiler.
Ertesi gün de festival ayağından şahane bir propagandayı gözbebeklerimize sokuverdiler.
***
İşte benim için asıl önemli olan tam da budur.
Ahd-e vefa dediğimiz şeyin ta kendisidir.
Gerisi de vallahi billahi teferruattır.
"Mavi Tur" a gittiklerinde Posbıyıklar torun torba oğul uşak birisi de sadece eşiyle katılmasına rağmen kim en çok elini cebine atmıştır mesela..!!!
Ekleyeyim; 1.5 yılı aşkın hastalığı boyunca bırak eve gelip bir geçmiş olsun demeyi , bir kere telefon etmiş midir...? sence.
- s.
- 1