akcakesemedyatv@gmail.com
Yazıklar Olsun Saffet Başkan!
21 Agustos 2022 13:52:01
Sakıncalı Piyade
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sayın Ereğli İlçe Başkanı!
Göreve geldiğin günden bu yana, bu memleketi ilgilendiren her meselede sana ulaşabilmek, senden tek bir cümle görüş alabilmek gibi bir hedefimiz oldu.
Ulaşamadığımız bir hedefimiz…
Bu sebeple de bu yazıdaki sözlerim sadece sanadır!
***
Ne ilçe başkanlığın öncesi ne de görevde geçen zamanın boyunca sana karşı tek bir kelam kötü sözüm olmadı. Başkan olduğun günden bu yana sana her zaman “siz” diye hitap ettim. Sayından, muhteremden başka sıfat kullanmadım. Önce bunu bir hatırlatayım bu yazıyı okuyanlara.
***
Koltuğa oturduğun günden bu yana seni şu insanların karşısına çıkarabilmek için didindim. Kaç defa söz aldım senden; artık ben de hatırlamıyorum. Bir yılı aşkın zamandır seninle halkın önünde konuşmak istediğim onlarca konu maalesef artık gündemden düştü.
Söz… söz… söz…
Senden başka bir şey duymadım.
***
Tam bir buçuk ay önce önemli bir konuda görüşlerini almak için senden randevu talep ettim. Bundan önceki son randevuda yerinde olamadığın(!) için umutsuzdum. Buna rağmen seni yerinde buldum. Zamanını çalmamak için ajandamı açtım; ama sen pat pat serzenişlerini sıraladın.
Resmen beni fırçalamak için özel ofisine davet etmişsin; geç anladım.
Mustafa Keleş’in programında, söylemediğim bir cümleyi kullandığımı iddia etmenle geçti yarım saat.
Neymiş; ben AK Parti’nin ilçe başkanı saygısız, demişim.
Sana Mustafa Keleş ölmedi, demişim. O cümleyi kullanmadım, demişim. Sen hala ısrar etmişsin.
Ben; basın toplantısı adı altında partililerini bir odaya tıkıştırarak neredeyse bir metrekareye üç insanın düştüğü ortamda gazetecileri misafir etmek o gazetecilere saygısızlıktır, dedim.
Basın toplantılarında gazetecileri ayakta bırakmak, hele ki salgın döneminin devam ettiği günlerde o gazetecileri kalabalıkların içine hapsetmek düpedüz saygısızlıktır, dedim.
Ayıp, dedim.
İkna oldun mu?
Olur musun hiç!
***
Gerçi sen fırça atmaya çok alıştın!
Öğretmenevi’ndeki son basın toplantınızda da, sana ufacık bir eleştiri yaptım, diye kıyameti kopardın. Partililerin bana teşekkür ederken sen neredeyse sözlerinle tokatlamaya kalktın.
Çünkü sen eleştirilemezsin sana göre.
Sana kimse laf edemez.
Oysa ne demiştim o gün: “Posbıyık da Posbıyık! Üç defa basın toplantısı yapmışsınız üçünde de konunuz Halil Posbıyık! Sizin başka konunuz yok mu?”, demişim.
Küstün.
Haftalarca sesinden mahrum bıraktın.
***
İşte ofisine geldiğim o gün… Hani fırçanı çekeceksin ya… Tek bir soruma yine yanıt vermedin.
20 Temmuz’dan sonra programına çıkacağım, dedin.
İstediğini sor, dedin.
Geçtim yine izleyenlerin karşısına; “Bu sefer gelecek. Emin olun.”, dedim.
Gelmedin!
Program ne oldu, diye hatırlatmama rağmen cevap vermeye bile tenezzül etmedin.
“On gün Bolu’da olacağım. Geldiğimde görüşürüz.”, dedin.
Ağustos bitti bitiyor.
Bu kaçıncı?
***
Artık geçtim bunları!
Sorularımı yanıtlaman benim için artı değer taşımaz. Benim gayem insanlar doğruları doğru insandan duysun, düsturuydu.
***
Ne zaman eleştirilsen, ne zaman Fatih Çakır ile ilgili güzel sözler duysan basından; “O sekiz sene başkanlık yaptı; daha ben bir yıllık başkanım.”, diyerek tepki verdin.
E biz senin için ne yapacaktık?
Sana ulaşmaya çalışmakla geçen günleri, kapının önünde çoban köpeği gibi yatarak mı noktalayacaktık?
Sen Fatih Çakır gibi olmak istedin de ayağına pranga mı taktık?
Fatih gibi ol! Seni tutan mı var?
Sen ilçe başkanlığını gözünde o kadar fazla büyütmüşsün ki; yarattığın o büyüklüğün altında kaldın.
Senin genel başkanın neredeyse her hafta en az bir defa basın toplantısı yapıyor. Ayda en az bir defa televizyon programına katılıyor. Cumhurbaşkanlığı görevini ifa eden bu adam bütün bunlara zaman buluyor ama bir ilçe başkanı olarak senin vaktin yok; öyle mi?
Yok yok Saffet Başkan! Sen bu görevi gözünde çok büyütmüşsün.
Ben bu 31 yılı bitmiş meslek hayatımda öyle ilçe başkanları gördüm ki, onları buradan hatırlatsam oturduğun koltuktan utanırsın. Senin gibi zaman bulamadığı için partisinde misafir edemediği gazetecilere evinin kapısını açan ilçe başkanları, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız oldu bizim. Bir tanesi bile senin gibi gazetecilere tepeden bakmadı. Yerel basını hâkir görmedi. “Ben her şeyi sosyal medya hesabımdan anlattım.”, diyerek kaçmadı.
Bak bu aklının bir köşesinde kalsın.
Bu kentin hiçbir siyasetçisi gazetecileri bu kadar küçük görmedi.
Dahası var bak!
Senin partinin kurucu ilçe başkanına tek bir konuda bilgilenmek istediğimi söylesem adam yarım saat içinde ofisimize geliyor.
Korkudan mı sence?
***
Son günlerde yeni bir moda çıkardın.
Neymiş; senin ve teşkilatının çalışmalarını sosyal medya hesabından takip edecekmişiz.
Çok bilgi veriyorsun ya hani o hesaptan…
Sadece düğün dernek fotoğrafları. Katıldığın cenaze namazları.
Çünkü AK Parti’nin primi bunlar.
O düğünlere katılırsanız köylü size oy verir.
Cenazede saf tutmak bir ailenin oylarının tamamına eşittir.
Anlayış bu, değil mi?
Reklamın iyisi-kötüsü olmaz elbette!
***
En son bu hafta sonu ulaşmaya çalıştım sana!
“Yeni İl Başkanı ilçe başkanlarının tamamıyla bir toplantı yapmış. Bir değerlendirme alabilir miyiz?”
Bu kadar yahu!
Bu kadar Saffet Başkaaaan!
“Yok müsait değilim, yok Zonguldak’tayım…”
“Amaaa… Arayacağım!”
Aradın mı?
Elbette hayır!
Sana göre ben senin sosyal medya hesabını takip etmek zorundayım ama sen benim telefonlarımı açmayacaksın, yazdıklarıma yanıt vermeyeceksin.
Bu mudur?
Sana göre budur!
Yazıklar olsun!
Yazıklar olsun!
Biz sana bir adım gelmeye çalıştıkça sen bizden on adım kaçıyorsun!
Böyle devam et!
Keser döne, sap döne…
***
Bundan sonra, bilerek seninle ilgili haber yapmadığımızı ve AK Parti düşmanı olduğumuzu iddia edenleri sana havale edeceğim.
Çık karşılarına sen cevap ver!
***
Birey olarak Sayın Avcı’nın kimlerle bir ekip kuracağı benim umurumda mı sanıyorsun?
Elbette değil!
Ama kurulacak o ekip belki de bu memleketin, koskoca Zonguldak’ın kaderini belirleyecek.
Belki de sen, o il yönetimine önereceğin isimlerle kadere ufak da olsa bir rötuş yapacaksın.
Umurumuzda olan bu!
Bir cümle ile açıklama yapmak bu kadar mı zor?
Sana göre zor!
Düğünlerden başını kaldıracak vaktin yok!
Ha bir de fındık topluyorsun bugünlerde.
O da güzel.
Harika!
Ama basının karşısına çıkamıyorsun!
Sebep?
Tek bir sebep söyle!
Şenol Azman ile çıktığın radyo programında resmen sesin titredi.
Öcü müyüz biz?
Sen Recep Tayyip Erdoğan’ın genel başkan olduğu partinin ilçe başkanısın.
Korkamazsın!
Çekinemezsin!
Tırsamazsın!
Ürkek davranamazsın!
Bunlardan kurtulamıyor musun?
O zaman asla ilçe başkanlığı yapamazsın!
***
Göreve geldiğin günden bu yana bu ilçede köylü edebiyatı yapıyorsun.
Senden öncekiler gibi…
“Köy çocuğu, bizden biri” sloganı sizin siyasetinizin temeli olmuş.
Birkaç yardakçınız da var etrafta; sabahtan akşama kadar CHP’lilere burjuva diyen, ilçe başkanına tepeden bakan bir zibidi var mesela. Utanmadan CHP’ye “köylü” bir ilçe başkanı önerecek kadar ukalalaşan. Zihniyetiniz aynı işte. Senin gibi düşünenler hala memleketi köy havasından çıkartamadı bu yüzden.
***
Ben senin için bu memlekete belediye başkanı olabilecek bir adam, diyordum.
Yarın bir gün herhangi bir makama aday olursan nasıl yaklaşacaksın sen basına kudretli başkanım?
Gelebildiğinde ne diyeceksin?
Meramını nasıl anlatacaksın?
Bırak onu! Bir gün basın toplantısı düzenlemek istediğinde gerçekten hangi cümlelerle bizi o toplantıya davet edeceksin?
Anlatacak mısın bana mesela, bir yılını boşuna harcadığın şu cami meselesini?
Anlatacak mısın polislerimizin sizin yüzünüzden düştükleri ve aylardır çektikleri kahrı?
Yoksa üç buçuk yıldır Ereğli’ye hiçbir şey veremeyen yerel idareyi mi eleştireceksin?
Ama sen; “Bizi takip etmiyorsun anlaşılan!”, diye çıkarsın işin içinden.
“Facebook’ta bunların cevabı var.”, dersin.
***
Sayın Başkan; bu cümleler eleştiri falan değil. Merak etme! Ama senin bu tavırlarından başkanlık ettiğin yönetimin yarısından fazlası rahatsız.
Buna adın gibi emin ol!
O köylerdeki düğünlere kimlerle beraber gittiğinden tut da bazı kararları kimlerle aldığına kadar birçok hareketinden senin yöneticilerin rahatsız en başta.
***
Son sözümdür.
Beş yıl alın teri döktüğünüz Ereğli Belediyesi’ni iktidar partisi olmanıza rağmen Halil Posbıyık’a binlerce oy farkla kaybetmenizin iki nedeni var:
Kendi içinizdeki kavgalar ve yaptıklarınızı halka anlatamamanız.
Sen bundan da ders almamışsın.
Ve sana buradan açıkça hatırlatıyorum ki; bu yanlışların yüzünden, ülke genelinde iktidarınızı muhafaza etseniz bile Ereğli’de sandığa çakılacaksınız.
Sen de buradasın, ben de buradayım.
Önümüzdeki yılın temmuzunda görüşürüz.
Bu millet çektiyse Alaattin gibi sığ düşünen herseye at gözlüğüyle bakar gibi particilik gözüyle bakanlar yüzünden çekti.
Alaattin yazının neresinde Saffet'in adamlığından yada adam olmadığından bahsediliyor söylesene bi. Tipik Akparti ağzıyla yorum yapmışsın. Zorunuzamı gidiyormuş da bilmem neymiş. Sandık açılınca herkesten daha fazla ağlar senin gibiler.
Saffet başkan adam gibi adam dır bazıların gücünemi gidiyor Eregli saffet başkanla gurur duyuyor görüşecezsecimlerde zorunuza gitmesin
bunların yüzünden saadet oruc hanımda elini ayağını cekti ereğliden. o kadını bile küstürdüler.
FATİH ÇAKIR TAKINTISI SAFFET BAŞKANI YEDİ BİTİRDİ. NOKTA!!!!
Bu adam laz sevmez laz kullanır ,kösede maşallah bu iddia için tam portatif ...
Ak parti Ereğli'de Saffet sayesinde bitti seçim sandığında Seçmen seni bekliyor hemde ilçe başkanı olduğunun Parti'nin seçmeni.
Her yanları ucuz şov. Dediğin gibi bu köylü edebiyatı devrini tamamladı. Millet gözünü açtı. Düğünlere katılmakla memleketi yöneteceklerini sananlara okkalı bir cevap gelecek sandıkta.
Saffet Bozkurt Ereğli için 4 yıl bir kayıp bir Ereğli çocuğu olarak bunu söylemek zorundayım yoksa AK Parti ve 2023 zarar görecek genel merkez bir an önce bunu görmeli
- s.
- 1