akcakesemedyatv@gmail.com
Bu Davuklar Yimırta Yapar mi?
12 Subat 2024 12:40:50
Sakıncalı Piyade
Karadeniz Ereğli Belediye Başkanlığı için 31 Mart’ta yapılacak seçimin sonucunu, o sonuca giderken adayların ve partilerin atacakları adımları bugünden keskin ifadelerle tahmin edip yorumlamak güç.
Bazılarından şapkadan tavşan çıkarmalarını beklemek de cabası.
O şapkadan tavşan çıkar mı bilinmez; ama ben Karadeniz Ereğli’nin durumunu, yaşanmış bir hayat kesintisini sizlerle paylaşarak açıklamaya çalışayım.
***
Rize’nin Çayeli ilçesi Belediye Başkanı’nı çoğu Karadenizli dostumuz tanır; severler ve sayarlar.
MHP’ye Rize gibi önemli bir memlekette başkanlık kazandırmış isimlerden biridir İsmail Hakkı Çiftçi. Halk adamıdır; halk ağzıyla konuşur, halk gibi düşünür.
Makam odasının kapısı yoktur. Her vatandaş rahat rahat girer makamına.
***
Günlerden bir gün yaşlı bir teyze hışımla çıkagelir belediye hizmet binasına. Sinirlidir. Hızlı adımlarla merdivenleri çıkarken ardından seslenenleri duymaz bile.
Makam odasının önüne gelir. Bir elini kapı kasasına, diğer elini beline koyarak; “Peletuyenin paşkanu sen misun?”, diye sorar Çiftiçi’ye. O da; “Benum halacuğum; puyur.”, deyince yaşlı kadın aynı sinirle söylenmeye başlar: “Bağa bak; ha senun o kopeklerun benum peş dane davuğumu yeduler. Ben davuklarumi isteyrum. Alacaksun bağa davuklarumi.”
Başkan Çiftçi şaşkındır. Ne diyeceğini bilememiştir.
“Eyi de halacuğum benum kopeklerum yokdur ki. Hanci kopeklerden bahsedeysun?”
Teyze hala sinirlidir.
“Pırak bağa maval okumayi Paşkan. Ha bu gulaklarina sari sari küpeler daktuğuniz kopekler senun değil midur? Onlar yemişlerdur benum davuklarumi”.
Başkan Çiftçi az da olsa anlamıştır teyzenin kızmasının sebebini. Belediye tarafından kulaklarına küpe takılıp doğal ortama salınan köpeklerden bazıları, anlaşılan o ki, başına dert almasına sebep olmuştur.
“Damam da halacuğum. Onlar benum kopeklerum değildur ama ben yine da sağa peleduyeden uç dane davuk aldiracağum. Sen yetar ki kizma!”
“Olmaz gardaşum! Benum beş davuğum gittu; ben hepsuni isteyrum.”
Başkan diretmiştir.
“Halacuğum; purasi pelediyedur. Aslinda sağa bi dene bile davuk alip veremaz burasi ama ben senu eli poş töndurmek istemeyrum. Alacağuz işde sena uç davuk.”
Yaşlı kadın “olmaz”, dedikçe bir yandan alttan almaya çalışan Başkan Çiftçi de diretmektedir. Telefonla zabıta komiserini makamına çağırır. Yaşlı kadına üç tavuk alınarak teslim edilmesini emreder.
Kadın, inatçıdır; ama İsmail Hakkı Başkan’ın tutumundan da hoşnuttur. Neticede tavuklarından üçünü olsun kurtarabilecektir. Ama serde inatlaşmak vardır yine de; durduramaz kendini.
“Paşkan bağa bak! Eyi deyisun da; penum davuklarum yimırta yapayidi. Ben yimırta yaban davuk isterum.”, deyince Başkan’ın şu sözü ile bitivermişti diyalog:
“Halacugum; sen hayirlusiynan davuklaruni bi al; sonra bakaruz bi taraflarina yimırta çıkayı mi çıkmayayi mi deyii!”
***
İşte Karadeniz Ereğli’de de birçok partinin durumu aynen böyle.
Her partide aday olması beklenen isimler vardı. Peşinden gidilen; özlemle beklenen, hırsla istenen.
Onlara; “Bu aday iş yapar mı?”, diye sorulduğunda da verilen cevap İsmail Hakkı Çiftçi’nin “halacuğum” dediği kadına verdiği yanıttan farklı değildi.
“Önce adaylığı bir alalım; gerisine bakarız.”
Yani “davuklar” alindu da… şimdu bir yerlerune bakup yimırta yapar mi yapmaz mi deyi beklemenun zamanidur” açıkçası.