akcakesemedyatv@gmail.com
Olmadı Sayın Posbıyık! Hiç Olmadı!
26 Temmuz 2022 12:37:30
Sakıncalı Piyade
AK Parti cenahının ve onlar gibi düşünenlerin lafıyla hareket etmeden, günlerdir ifade etmeye gayret gösterdim:
“Şebnem Korur Fincancı’ya Sevgi Barış Dostluk Ödülü vermek ve bu takdimi de Ereğli halkı adına yapmak kocaman bir hatadır.”
Belediye Başkanı kabul etmese de bu karar Ereğli halkı için çok büyük bir ayıptır.
***
Hayatını sosyal demokrasi çizgisinde geçiren bir birey olarak elbette demokrasi kültürünün en sağlıklı biçimde tesis edilmesi ve fikir özgürlüğüne azami hassasiyetin gösterilmesi gerektiğine hep inandım.
Ancak; net söylüyorum ki, bu ödül takdiminin demokrasi ile de yakından uzaktan bir ilgisi yoktur.
Demokrasi, vatanı bölmeye ve vatanın müdafaasında canlarını siper eden insanları katle yeltenmiş unsurları övenlere halk adına ödül vermek olamaz.
Demokrasi ile terör unsurlarını övmek yan yana duramaz.
İçine tükürsünler öyle demokrasinin!
***
Hatanın daha vahim olanı, savunulduğu iddia edilen demokrasi kuralları çerçevesinde eleştiri haklarını kullanan insanlara hakaret etmektir.
Bunu, altını çizerek, belirtmek isterim.
***
Bir gazeteci olarak, elbette benim ve bu mesleği yapan onlarca meslektaşımın da aklına gelmiştir Belediye Başkanı Posbıyık’tan açıklama almak. “Eleştiriler karşısında ne dersiniz?”, sorusunu kendisine yöneltmek.
Neden biz yapmadık bunu?
Eskilerin bir tabiri vardır: “Ben malımı bilmez miyim?”, derler ya hani; o hesap.
***
Biz bunu yapmadık; zira zaten gerim gerim gerilmek istenen bu ortam içinde Posbıyık’ın sağduyulu bir açıklama yapmayacağını biliyorduk.
Etrafındaki kimse de kendisini uyarmayacak; “Sakın ola şunları şunları söylemeyin Başkanım.”, demeyecekti.
***
Zonguldak’tan Atilla Öksüz üstad sordu bu soruyu:
Posbıyık’ın yanıtı aynen şöyle:
“Başarıyı köstekleyen insanlar, dar kafalılar çok bu memlekette. Dar kafalılar olmasa bu memleket böylesine huzursuz, ekonomik yönden kötü duruma gelmiş olur muydu? Bu dar kafalıların bizi yolumuzdan çevirmesi mümkün değil. Biz demokrat, cumhuriyetçi, Atatürkçü insanlarımızı ve ülkemizi seviyoruz. Ülkemizin bölünmez bütünlüğü için gençlerimizle durup eylem yaptık.
Böyle laflarla, sözlerle bizi yolumuzdan değiştirmek mümkün değil. Ben bir akşam komünist olurum, bir akşam da milliyetçi olurum.
Bir güne kadar komünisttim, ikinci akşam da milliyetçi muhafazakâr oldum. Yani hiçbir sıfatım yoktur. Ben Atatürk milliyetçisiyim. Sürekli olarak çoğalacağız.
Benim ülkemin böyle insanlara ihtiyacı var. A partisiymiş, B partisiymiş, C partisiymiş… çok da önemli değil. Ben belediye başkanıyım. Ereğli’de yaşayan sağcısı, solcusu, komünisti, şarkiyatçısı; din, dil, ırk farkı gözetmeden bütün vatandaşların belediye başkanıyım ve bunu ispatlıyorum da zaten. Yoksa 25 sene belediye başkanlığı yapmak kolay mı?”
***
Soruyorum; Fincancı’ya bu ödülü –bakın ısrarla ifade ediyorum şu ayrıntıyı- Ereğli halkı adına vermek gafletse, bu açıklamaya ne nedir?
Açıkçası çok üzüldüm.
Çok kırıldım.
Siz bu memleketin belediye başkanı olarak her kesimi temsil edebilirsiniz; ama bir akşam muhafazakar bir akşam komünist olamazsınız. Siz bir gecede milliyetçi oldum, diyemezsiniz. Siz bugün sadece kendinizi ve ailenizi değil, bu memleketin on binlerce Cumhuriyet Halk Partilisini temsil ediyorsunuz. Böyle abuk sabuk bir ödül takdimi sonrası milliyetçiliği de ağzınıza alamazsınız. Bu olmaz. Yakışmaz. İster kabul edin, ister etmeyin; her hal ve hareketinizle, ağzınızdan çıkan her bir cümle ile koskoca bir camiayı da temsil ediyorsunuz.
Sayın Başkan! Siz beni temsil ediyorsunuz, beni! Unuttunuz belki; ama siz Atatürk’ü temsil ediyorsunuz!
***
Dahası var…
Madem belediye başkanı olarak her düşünceden insanı temsil ediyorsunuz; bir konuda size eleştiri getiren binlerce insana nasıl olur da “dar kafalı” dersiniz? Böyle bir cümle kullanmayı size kim salık verdi?
***
Röportajı okurken çok utandım.
CHP’de geçirdiğim zamanlar adına utandım.
Ki ben, bu partinin mahalle öbek sorumlularından biriyim. Aylardır çalışıyor insanlar kendi mahallelerinde. Neden? Bizim gibi düşünmeyen, hiçbir zaman CHP’ye oy vermemiş seçmeni ikna etmek için.
Soruyorum sayın başkan: Siz millete dar kafalı dedikten sonra ben kimi, ne için ve nasıl ikna edebileceğim?
Artık hedefinizi de ayan beyan ortaya koyuyorsunuz. Anlaşılan o ki, 2023 için kendi ekibinizle bugünden hazırlamaya çalıştığınız milletvekili aday adayınız Neriman Hanım. Velev ki Neriman Posbıyık Hanım aday listesine girdi; ben onun eşi, duayen bir siyasetçi olan siz bu lafı dedikten sonra eşiniz için nasıl çalışabileceğim? Hangimiz nasıl çalışabileceğiz? Hangi dar kafalıdan(!) oy ve destek isteyebileceğiz?
***
Hayatınız boyunca bir kez olsun; “Ben de hata yapabilirim.”, diyebilin Sayın Başkan! Ayıp değildir bu. Hatta erdemdir.
Gezicilere; “çürük” ve “sürtük” dediği için Cumhurbaşkanı’nı eleştirmeyen kalmadı. İyi de; sizin ne farkınız kaldı kendisinden?
***
Din, dil, ırk farkı gözetmeksin herkesin belediye başkanıymışsınız. Öyle mi? Ama bölücülerin belediye başkanı olamazsınız. Bunu Ereğli halkı kabul etmez. Ereğli halkı, içinde bölücü barındırmaz. Hain barındırmaz. Irkçı, kabileci barındırmaz.
***
Her CHP’li, kendilerinin ve partilerinin bölücü unsurlarla bir olmadığını ispat için hırsla mücadele ederken, siz benim karşıma çıkıp da; “Ben herkese eşit mesafedeyim.”, diyemezsiniz.
Yok öyle bir dünya!
Soruyorum; bir dönem daha belediye başkanı olabilmek ya da eşinizi milletvekili yapabilmek için HDP’ye geçmeyi düşünür müsünüz?
Duyamadım Sayın Başkan!
Fincancı’ya bu ödülü vermenizle Selahattin Demirtaş’a vermeniz arasında benim için fark yok; çünkü ikisi de savaşın(!) bitmesi için Abdullah Öcalan’a özgürlük verilmesi fikrini savunuyor.
Önümüzdeki sene de Demirtaş’a mı vereceksiniz bu ödülü; deyin hele!
***
CHP’nin Parti İçi Eğitim’den Sorumlu Başkan Yardımcısı Ali Kocamanoğlu da yırtınıyor adam aylardır; her eve girelim, her apartmana, her daireye girelim. Destek isteyelim.
Ha ha! Oldu canım!
Nasıl yapacağız bunu!
Böyle tuhaf bir açıklamadan sonra bunu nasıl yapabileceğiz?
***
Sayın Posbıyık; 2008’den bu yana, hayatınızda bir kez olsun; “Ben CHP’li Belediye Başkanı’yım.”, diyemediniz. 14 yıldan bu yana yüreğimizi kanatıyorsunuz. Bu açıklamanızda kullandığınız ifadeler, ne yazık ki beylik laflar.
Siz herkesin belediye başkanı değilsiniz.
Kuva-yi Milliyeci, Atatürkçü, vatansever Ereğli halkının belediye başkanısınız.
Atatürk’ün partisinin belediye başkanısınız.
Hatanızı örtbas etmek için böyle lafları kullanmak bu halka zarar verecektir. Size de. Bakın bunu göreceksiniz. Bu tuhaf cümleler hak emri vaki olduğu güne kadar yakanızı bırakmayacaktır.
***
Çok üzgünüm!
Kelamullah şahidim olsun; çok üzgünüm!
Senin kalemine yüreğine gönlüne sağlık biraderim. Hislerimi anlatmışsın. Senin bu parti ayrımı yapmayan tutumunu çok seviyorum.
- s.
- 1